26 Kasım 2007 Pazartesi

Coşkun Büktel' den "Theope"


Coşkun Büktel'in "Theope" adlı oyununu okudum.
Konusunu kısaca anlatayım:
Heykeltraş Menoikeus, yedi yıl önce kaybettiği ve çok sevdiği "Theope" adlı kadını yeni bulmuştur. Onu kendi şehri Theabai' ye getirir.
Kent Argos ordularının kuşatması altındadır. Şehrin kâhini Teiresias kentin kurtuluşu için Menoikeus 'in kendini feda etmesi gerektiğini bildirir. Menoikeus, acaba çok sevdiği ve yeniden kavuştuğu Theope'sini bırakıp şehrin kurtuluşu için canını feda edecek midir?
Saldırılan, yakıp yıkılan bir şehirde üstelik veba gibi bir hastalığın kol gezdiği bir şehirde bir aşk öyküsü anlatılmaktadır. Öyle bir aşk ki bu, sevdiği kadın için bir şehri yakabilecek kadar kör bir aşk bu...Savaş, şehrin kralı ile onun kardeşinin başında olduğu Argos orduları arasında geçmektedir. Kral demokrasiyle şehri yönetmektedir. Savaş zamanında bile bundan ödün vermemektedir.
Oyunda iç içe geçmiş aşk hikayeleri, kişisel hırslar, türlü yalanlar, verilen sözler uğruna yitirilen canlar vardır. Tüm bunlar ustalıkla birbirleriyle kurgulanmıştır.
Yazı dili yalın, okunması kolay bir oyundur.
Yazar bu eseri için "Türk dilinde yazılmış en iyi oyun" demiştir.
Siz de bu eseri okuyun ve kararı kendiniz verin...

Coşkun Büktel' den "Türk Tiyatrosundan İnsan Manzaraları"


Coşkun Büktel' in "Türk Tiyatrosundan İnsan Manzaraları" adlı kitabını okudum.
Yazar bu kitabında Türk tiyatrosunda bir çok kişiyi eleştirmektedir. Eleştirdiği kişilerin cevaplarını da bu kitapta yer vermiştir.Tüm eleştirilerini bilgi ve belgeye göre yapmaktadır. Eleştirilen insanların çoğu bir şekilde Türk tiyatrosunun yönetiminde yer alan kişilerdir. Bu kişilerin nasıl Türk tiyatrosuna zarar verdiklerini bir bir açıklamaktadır. Maalesef tiyatromuzda da kendi menfaatlerini üstün tutan kimseler mevcuttur. Bunlar kendi çıkarları için kendi yandaşlarının oyunlarını devlet tiyatroları repertuarına seçmekte, sevmedikleri kişilerin oyunlarını afaroz etmektedirler.
Coşkun Büktel' in "Theope" adlı oyununun başına gelenleri bu kitapta görmekteyiz.
Coşkun Büktel kendi yazdığı bu eserin yönetmence budanmasına razı olmadığı için, başına gelenleri bu kitapta anlatmaktadır.
Yazar bu kitabıyla adeta Türk tiyatro dünyasından afaroz edilmiştir. Yazdığı oyunlar artık oynanmamaktadır.
Yazarın dili keskindir. Eleştirdiği kişileri neredeyse yerin dibine sokmaktadır.
Yazara karşı durabilmek için en az onun kadar donanımlı olmak lazımdır. Ne var ki eleştirilen kişiler onun kadar donanımlı olmadığı için (aslında eleştirilen kişiler de eleştirilerin doğruluğunu görmektedirler ama inkar etmektedirler) genellikle hiç cevap vermemekte ,kaçamak cevaplar vermekte veya küfürlü, hakaret dolu cevaplar vermektedirler.
Türk tiyatrosunda dönen dolapları, yapılan insan kayırmalarını, yetersiz eserlerin nasıl repertuara alındığını, para ödülleri için insanların neler yaptıklarını görmek istiyorsanız, bu kitabı okumalısınız.